Yayın Tarihi : 15 Ekim 1994
Kapak Tasarım: Darrell K. Sweet
Kısaltılışı : KL. / LoC.
ISBN : 9780812513738
Yayınevi(ABD): Tor Books
Yayınevi(TUR): İthaki
Tercüme Eden: Niran Elçi
Bölüm Sayısı : 55
Sayfa Sayısı : 1195
Zaman Çarkı döner ve Çağlar gelip geçer. Geriye bıraktığı anılar efsaneye dönüşür. Efsane solup mit olur ve onu doğuran Çağ yeniden geldiğinde mit bile unutulmuştur. Bazılarının Üçüncü Çağ dediği, henüz gelmemiş ve geçeli çok olmuş bir Çağ’da, Cairhien’in kahverengi ağaçlarla kaplı tepelerinde bir rüzgâr yükseldi. Rüzgâr başlangıç değildi. Zaman Çarkı dönerken başlangıçlar ve bitişler yoktur. Ama bir başlangıçtı. – Kaos Lordu
Zaman Çarkı serisinin altıncı cildi Kaos Lordu, 15 Kasım 1995 yılında 55 bölüm olarak yayınlanmış olmakla ülkemizde 2005 yılı Ağustos ayında Niran Elçi’nin tercümesi ile okuyucuya kavuşmuştur. Kaos Lordu’nda macera kaldığı yerden pek devam edemiyor, ilk defa biri – ki bu Robert Jordan oluyor – frene basmış gibi hissediyoruz. Sadece hissediyoruz, ancak ilerleyen kitaplarda o frene gerçekten basılacak ve okuyana baygınlıklar gelecek, Kaos Lordu bu sürecin ilk adımı yalnızca. Yine de altıncı cilt, serinin en sevilen kitapları arasında ilk üçe oynar, sebebi basit – Dumai Kuyuları, tek bir sahne ancak vurucu, gergin ve destansı tam bir ustalık eseri. Bir diğer özelliği bu kitapta yer alan ve bahsi geçen tam 281 karakter ile tüm serideki en kalabalık kitap olması.
Hikaye yavaş başlıyor, bir olay gerçekleşiyor, yavaş devam ediyor ve aniden rayından çıkıyor bu kitabın özeti bu aslında. Hiç umulmayacak birşey oluyor, Gölge Yükseliyor‘da bahsettiğim üzere satır aralarını okuduğunuzda ise felaketin adım adım geldiğini görüyorsunuz ancak sorduğumda ilk okumada -ben dahil- hiç farkeden olduğunu duymadım. Peki Kaos Lordu ile hikaye niye yavaşlıyor, bakış açısı geçişleri neden çok fazla? Bunun mantıklı ve makul bir nedeni var elbette, bu kitaba kadar geçen 1 yıla yakın zamanda hikayede sürpriz faktörü hep karakterlerimizin elindeydi. Callandor çekildi, Taş düştü, Ejder yeniden doğdu, Ejderduvarı aşıldı, şehirler zaptedildi ve sakin sakin Terkedilmişler avlandı. Artık doğal olarak karşı-etki dönemi. Bir zıpçıktının beraberinde vahşilerle, tahtları ele geçirmesine isyan edecek kişiler olacak elbette, yönlendirebilen bir adamın başıboş dolaşmasına öfkelenen birileri altını oymaya çalışacak, Ejder’de olsa bir adamın yönetmek için yardımcılara ihtiyacı olacağını öngörebilen birileri daha yükseklere tırmanmak için ondan faydalanmak isteyecek. Öte yandan insan faktörü ve etkileşimini unutmamak gerek, kişiler ve topluluklar arasında sorunlar çıkacak ve birilerinin sorunları çözmesi gerecek. Düşmanlar uyuyor mu? Asla, onlar da planlar yapıyor. İşte Rand al’Thor, Kaos Lordu’ndaki 100 günü sorunları halletmek ve düzen getirmeye çalışmakla geçiriyor. Anlaşmalar yapmaya, müttefikler bulmaya ve düşman listesinden bir başka Terkedilmiş’i silmeye çalışıyor. Ele geçirmek veya zaptetmenin, elinde tutmak ve idare etmekle aynı şey olmadığını görüyor. Güvenilir danışmanlardan yoksun, gitgide yalnızlaşıyor. Evet bir delirme ve ölme meselesi var:
“Delirmekten endişeleniyordu –yalnızca bunun gerçekliği üzerine değil, ama bu da yeterince kötüydü; delirirse, yapması gerekenleri nasıl yapabilirdi?– ama hiçbir delirme işareti görmemişti. Ancak diğer yandan, akıl sağlığını yitirmeye başlarsa, bunu fark eder miydi? Hiç deli adam görmemişti. Kafasının içinde dırdır edenden başkasını bilmiyordu. Bütün adamlar aynı şekilde mi delirirdi? Onun sonu da böyle mi olacaktı, başka kimsenin görmediği, bilmediği şeyler üzerine kahkaha atacak, ağlayacak mıydı? İmkânsız görünse de, yaşama şansı olduğunu biliyordu. Ama bu şekilde yaşamak… Ölmeyi tercih etmeyeceğinden emin değildi “
En başından beri olduğu üzere farklı hikayeler var, Nynaeve ve Elayne görünüşe göre Küçük Kule’de kısılı kalmışlar ve Küçük Kule’de Salidar’da kısılı kalmış gözükmektedir. Kuraklık dünyayı artık kasıp kavurmaktadır. İsyanlar, taht mücadeleleri, iç savaşlar, mülteciler ve Ejderyeminliler, hepsine tek tek şahit oluyoruz. Bu arada Egwene öyle iyi uyum sağlamıştır ki Bilgeler onu evlendirmeyi dahi düşündürmektedir, Sorilea’nın aklında bir aday bile vardır ancak Egwene’nin başka planları ve önünde çizilen başka bir yol uzanmaktadır. Hatta bir noktada Egwene ile gurur duymaya başlıyoruz, Robert Jordan’ın ne kadar güçlü bir yazar olduğuna dair şüphesi olan varsa bu durum bile başlı başına bir kanıt değil de nedir? Son olarak Perrin, kayınpederi ve kayınvalidesi ile tanışıyor, dedikodular bu kadar.
Kaos Lordu e-kitap kapak tasarımını, ki tartışmasız en beğenilen kapak tasarımıdır, yapan sanatçı Greg Manchess’in Dumai Kuyuları tasvirini çizim sürecine ilişkin bir video bulunmaktadır.
- Önsöz
- Tepedeki Aslan
- Yeni Gelen
- Bir Kadının Gözleri
- Mizah Anlayışı
- Farklı Bir Dans
- Gölgeden Örülmüş İplikler
- Düşünce Meselesi
- Fırtına Bulutları Toplanıyor
- Planlar
- Sınırboyları’nda Bir Deyiş
- Dersler ve Öğretmenler
- Sorular ve Yanıtlar
- Tozun Altında
- Düşler ve Kabuslar
- Bir Kum Yığını
- Çark’ın Anlattıkları
- Bir Yaşamın Çarkı
- Biraz Yalnızlık
- Toh Meseleleri
- Yurttan
- Shadar Logoth’a
- Güneye Giderken
- Bir Mesajı Almak
- Elçilik Heyeti
- Şimşek ve Yağmur Gibi
- Bağlantılar
- Armağanlar
- Mektuplar
- Ateş ve Ruh
- Yeniden Şifa Vermek
- Kırmızı Mühür
- Telaşla Çağırılmış
- Güçlendirecek Cesaret
- Salidar Yolculuğu
- Temsilciler Salonu’nda
- Amrylin Makamı’na Oturdu
- Savaş Başlarken
- Ani Bir Ürperti
- Olasılıklar
- Beklenmedik Bir Kahkaha
- Tehdit
- Siyah Kule
- Gülden Taç
- Acı Bir Düşünce
- Kapının Ötesinde
- Gezgin Kadın
- Hançere Yaslanmak
- Sisler Aynası
- Dikenler
- Kaçırma
- Güç Örgüleri
- Işıklar Bayramı
- Mesaj
- Dumai Kuyuları
- Sonsöz
Merhaba sitenizi çok başarılı buluyorum.Umarım dizi başlayınca ilgi artar.Yazınızda şöyle bir bölüm var”Hiç umulmayacak birşey oluyor, Gölge Yükseliyor‘da bahsettiğim üzere satır aralarını okuduğunuzda ise felaketin adım adım geldiğini görüyorsunuz ancak sorduğumda ilk okumada -ben dahil- hiç farkeden olduğunu duymadım.”
Seriyi yeni bitiren biri olarak burda neden bahsettiğinizi pek anlamadım?Bişey mi kaçırdım diye düşünüyorum.
merhaba teşekkürler güzel yorumlar için
*
*
*
spoiler*
*
*
*
spoiler
*
*
kule elçi heyeti kitap boyunca gelip gidiyor 51. bölümde de kutu olayı gerçekleşiyor ondan bahsediyorum halbuki tekrar okuyunca heyetteki kişilerin geçmişi, görüşmeler hakkındaki yorumları, konuşmaları, karakter bakış açılarından olayın oldukça planlı olduğu açığa çıkıyor. her ne kadar spoiler spoiler yazsakta kimsenin günahına girmeyelim diye açıkça yazmak istemedim yine 🙂
*
*
*
*
*
*
Yanıt için teşekkürler.Hazır sizi yakalamışken şunu da merak ediyorum.Seriyi dün bitirdim,sitedeki yazıları spolier olmasın diye yeni yeni okuyorum.Açıkçası biraz buruk bitirmiştim seriyi.Daha sonra özellikle burdaki Tarihçeler kısmın açıp okuyunca burukluğum biraz giderildi.Çünkü kafamda çok boşluk bırakmıştı seri.Robert Jordan vefat etmeseydi nasıl olurdu acaba diye düşünmeden edemedim.Merak ettiğim ise şu Tarihçeleri anlatan kaynak bir kitap var mı?Bu bilgiler nereden toparlandı?Buradaki doyurucu bilgiler keşke kitaplarda da olsaymış demeden geçemeyeciğim.